17 Nisan 2017 Pazartesi

Necmettin Sahir Sılan

Şair, Gazeteci, Bürokrat: Necmettin Sahir Sılan Ailesi, doğumu, resmî görevleri Ailesinin kökeni Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon’u fethettiği sıralarda kumandanı olarak emrinde bulunan Yahya Paşa’ya dayanır. 1896 yılında babasının memuriyeti dolayısıyla bulunduğu Kırklareli’nde doğdu.

Babası, Trabzon’da Hacı Ali Mollazadeler’den İbrahim Efendi’nin oğlu Salih Necati Sahir Bey’dir. Annesi Nevşehir kökenli olup İstanbul’da doğan Melek Hanım’dır. İlk öğrenimini Bursa ve İstanbul’da yaptı; İstanbul Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Darülfünun’u Hukuk Mektebi’nden mezun oldu.

İlk memuriyetine Meclis-i Mebusan ve Âyan meclislerinde kâtiplikle başladı. Daha sonra 1915-1920 yılları arasında Bahriye nazırı ve Şam’da Dördüncü Ordu kumandanı Ahmet Cemal Paşa ve Bandırma’da Beşinci Ordu kumandanı Liman von Sanders’in maiyetlerinde ihtiyat zabitliği, Meclis-i Mebusan Divan-ı Âli Tahkikat Heyeti kâtipliği görevlerinde bulundu.

16 Mart 1920 yılında İstanbul’un İtilaf devletleri tarafından işgali, Meclis-i Mebusan üyelerinin tutuklanması ve önemli bir kısmının Malta’ya sürgün edilmesi üzerine Anadolu’da gelişen millî harekete katılmak üzere Ankara’ya gider.

1920-1927 yılları arasında TBMM Tahrirat ve Varak Kalemi müdürlüğü, Musul müzakerelerinde Heyet-i Murahhasa riyaset kâtipliği, Ali Fethi Bey (Okyar) ve İsmet Paşa (İnönü) Başvekalet Kalem-i Mahsusa Müdürlüğü görevlerini başarıyla yerine getirdi.

Bu yıllarda yorucu çalışmaları dolayısıyla sağlığının bozulması üzerine tedavi için Viyana ve Paris’e gitti. Yurda dönüşünde Evrak-ı Nakdiye Komisyonu azası olarak altı buçuk ay Londra’da görevlendirildi. Rahatsızlığının tekrar nüksetmesiyle İstanbul’da tedaviye lüzum görülmesi üzerine Başvekalet Kalem-i Mahsus Müdürlüğüne eşdeğer bir görevle İstanbul’da bulunan Ergani Bakır Madeni T.A.Ş hükümet komiserliği görevine atandı.

1927 yılından sonra Ergani Bakır Madeni Şirketi idare meclisi azalığı, Üsküdar-Kadıköy Tramvay Şirketi genel müdürlüğü, İstanbul Vilayeti Umumî Meclisi azalığı ve başkanlık divanı kâtipliği, Bütçe Komisyonu mazbata muharriri ve reisliği, Bakırköy Sümerbank İdare Meclisi azalığı görevlerini yaptı.

TBMM çatısı altında 6. 7. ve 8. dönemlerde Bingöl ve Tunceli’den milletvekilli oldu. Aynı zamanda TBMM Başkanlık Divan kâtibi olarak görev yaptı. Mensup olduğu Cumhuriyet Halk Partisi yönetimiyle anlaşamayarak 15 Mayıs 1950 yılında gazetelerde yayınlanan uzun istifa mektubuyla partisinden ve milletvekilliğinden istifa etti. Bu tarihten sonra emekliliğine kadar olan resmî görevleri TPAO İdare Meclisi azalığı, Adıyaman Pamuklu Dokuma Şirketi İdare azalığı ve Ankara Belediye Meclisi azalığı ve başkan vekilliğidir.

Yazı hayatı, gazeteciliği

Yazı hayatına şiirle başlayan Necmeddin Sahir Sılan’ın ilk çalışmaları Rebab ve Donanma dergilerinde ve Tasvir-i Efkâr gazetesinde çıktı. Hukuk Mektebi’ndeki öğrenciliği sırasında fiilî gazetecilik de yapar. Tercüman-ı Hakikat, Hak, Tanin, Vakit, Zaman, Dersaadet ve İleri gazetelerinde muharrir ve yazı işleri müdürü olarak görevlerinde bulunur. Bunun dışında Tan (İzmir), Servet-i Fünun, Yedigün ve Güleryüz, İnci, Diken mecmualarında şiir ve yazıları yayınlanır. Milli mücadele günlerinde Ankara’da bulunduğu yıllarda Hakimiyet-i Milliye ve Yenigün gazetelerinde millî ve hamasî şiirleri yayınlanır.

Necmeddin Sahir Sılan’ın basılı tek eseri İslam Düşmanları, Bir Esirimizin Defter-i Hatıratından adlı eseri 1332/1916 yılında Cemiyet Kütüphanesi yayınları arasında neşredildi. Müellif bu eserde Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı’nın düştüğü hazin durumu anlatır.

Evliliği, çocukları ve son yılları

Necmeddin Sahir Sılan Boşnak kökenli olup İstanbul’a yerleşen Resulbegoviç ailesinden Cemile Hanım’la 1917 yılında evlenir. Bu evlilikten Cenan, Şadan, Şen Sahir adlarında üç çocuğu olur.

Emekli olduktan sonra eşini kaybeder Bir süre sonra ikinci oğlunu da kaybettikten sonra kendi deyimiyle “inziva devresi” başlar. Ankara ve daha çok İstanbul’da ikamet eder. bu yıllarda sık sık Amerika’da ikamet etmekte olan kız Şen Sahir’in yanına gider. Ölümünden önce Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin 100. yıldönümü dolayısıyla eş Cemile Hanım’ın anısına kütüphane girişini restore ettirerek 5000’e yakın kitap, mecmua ve dokümanlarını kütüphaneye bağışlar.

Millî Mücadele günlerindeki çalışmalarından dolayı İstiklal Madalyası sahibi olan Necmeddin Sahir Sılan doksan üç senelik uzun bir ömürden sonra 1992 yılında vefat eder.

Necmeddin Sahir Sılan’ın Hatıraları

Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet döneminde fiilî çalışmayı bırakana kadar önemli görevlerde bulunmuş Necmeddin Sahir Sılan hatıralarını yazmak konusunda pek gönülsüz davranmıştır. Tarih Konuşuyor dergisini sahibi Cemal Kutay’ın hatıralarını yazması konusunda “açık mektup”la ısrarlı davetine sonunda cevap vermiş ve hatıralarını yazması konusunda “sırların masuniyeti aleyhine hareket etmiş olmamak, büyük Mustafa Kemal Atatürk hakkında herhangi bir suretle yanlış bir telakkiye vesile vermemek ve “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun”un şümulüne itilebilecek vaziyetten kaçınmak, demokratik esaslara aykırı bulunan “Tedbirler Kanunu”nun şümulü dairesinde mütalâa edilebilecek herhangi bir harekette bulunmamak, çoğu ebediyet âlemine göçmüş bulunanların hatıralarını incitebilecek veya öyle bir telâkkiye yol açabilecek herhangi bir mülâhaza ve mütalâadan sakınmak, hayatta olanlar hakkındaki bazı bilgiler yüzünden eski dostlar aşinalarla herhangi bir polemikten uzak kalmak, içinde yaşanılan hadiseleri naklederken mütevazı şahsımı ilgilendiren konularda kendimden bahsetmek zaruretiyle karşılaşmamak” gibi sebepler ileri sürmüştür.

Elinizdeki kitap Necmeddin Sahir Sılan’ın hatıralarının II. Meşrutiyet ve sonrasına ilişkin bölümünü içerir. Hatıraların neşri Tarih Konuşuyor dergisinin Mart 1966 tarihli 26. sayısında başlar; 36. sayısında biter. Başlangıçta Cemal Kutay’a cevap olarak yazılan ve müellifin özgeçmişine ait bilgileri içeren hatıratta daha sonraki bölümlerde ise Osmanlı’daki hürriyet mücadelelerine ve Meşrutiyet sonrasındaki siyasî gelişmelere kısaca değinilir. Necmeddin Sahir Sılan daha çok kendisinin kâtip olarak bulunduğu ve İttihatçıların yargılandığı 1918 Divan-ı Âli’sindeki gözlemlerini kaleme alır.

Tefrikayı yayına hazırlarken dilinde küçük imla değişiklikleri hariç herhangi bir sadeleştirmeye gitmedik. Hicrî tarihlerin yanında miladî takvimi de gösterdik. Gerekli gördüğümüz yerlerde koyduğumuz dipnotları hazırlayan anlamında (H.) şeklinde gösterdik.

Son olarak tarihi aydınlatacak en ufak bilgi kırıntısının bile neşrinde yarar gördüğümüzü belirterek bu hatıraların kitaplaşmasında desteklerini esirgemeyen Sayın Şen Sahir Sılan’a, yayın aşamasındaki katkılarıyla DBY Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni, dostum Ersan Güngör’e teşekkür ediyorum.

İsmail Dervişoğlu
Bulgurlu, 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder